28 Aralık 2007 Cuma

YAŞANMIŞ GERÇEKLER-1

adamın biri arabasıyla giderken yolda bir yolcu alır arabaya....
adam arka tarafa biner.....
şöför...
- eee hemşerim kimsin nereye gidersin...der....
yolcu
- ben Azrailim..canını almaya geldim der......
şöför alaycı bir tavırla
- sen mi Azrailsin der..yaw senin gibi Azrail olurmu hiç der....
yolcu sakin bir tavırla sen daha önce Azrail gördünmüde tarif ediyorsun der... ve ekler yolcu.. >
- inanmadın bana öylemi der....
şöför
- inanmadım tabii der.....
.yolcu
- o zaman 200 metre ileride bir adam daha alacaksın der.....
gerçekten de adamın dediği gibi şöför 200 metre ilerde bir yolcu daha> alır
ama yolcu ön tarafa oturur...
olaylar bundan sonra daha da enteresanlaşır....
şöför yanındakine...
- ee sen kimsin nereye gidersin der....
öndeki
- abi ben merkezde biryerde indirirsen çok sevinirim adım felanca der......
şöför
- yaw şu arkadaki adam bana Azrailim diyo. görüyonmu şu herifi hem iyilik ediyoz hemde dalga geçiyor zibidi der....
öndeki arkaya bakar ama kimse yoktur....
öndeki
- abi arkada kimse yokki.....
şöför hışımla arkaya bakar ve
- körmüsün be adam arkada oturuyorya der.....
öndeki arkaya bir daha bakar ve
- abi senin kafan iyimi yoksa dalga mı geçiyorsun der...
bu sefer arkadaki söze girer....
- gördünmü öndeki beni ne duyabilir nede görebilir der şöföre.
şöförün bir anda dizlerinin bağı çözülür bet beniz atar....
arkadaki adam şöföre...
- hadi der arabayı kenara çek 2 rekat namaz kıl. canını alacağım der.....
şöför ağlamaklı çaresiz bir şekilde arabayı kenara çeker ve iner arabadan.....
sonra....
sonra ne olmuş biliyormusunuz?????
adamlar arabayı aldıkları gibi kaçmışlar.. :)

26 Aralık 2007 Çarşamba

YURTİÇİ KARGO YA DİKKAT!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!

Değerli arı dostları,
Sizin dikkatinizi bu kargo şirketine çekmek istiyorum.Bir yerlere bişeyler gönderirken yada alırken bu firmaya dikkat etmelisiniz.Artvin den arıcı taşkın özşahin sana hediye kovan göndereceğim bu kovanla bal verimin artacak diye kargo yaptı.Yurt içi kargo (sömürgeciliğin yeni adresi).Bayram öncesi kargo geldi fatura bedeli 48 ytl.Kovan katsız sade kuluçkalık, taşıma kovan ederinden fazla.İtiraz ettim bu kadar kargo ücreti olurmu diye.Ankara şubesi Ankar bölge müdürlüğü ardından ıstanbul Genel müdürlük.Biz farklıyız bizde böyle hesabı.Kovanın enini boyunu çarpıyom 18 ds faturada 35 ds.Kardeşim bu kovanı otobüs terminalinden bilet alsak yolu gören şöför arkasından.Çayını kahvesini içerek daha ucuza gelirdi.Yapmayın etmeyin.Yok kovan gitti geri hop a ya ,şimdi derler taşkın bey hem gidiş hep geliş kargo bedeli ödeyecek yoksa avukata gider.Buyrun kendi memleketinizde fransız zulümü.Yüzlerce yıl önce başlayan sömürgeci zihniyet bugün tekrar işbaşında.Neyse şimdi kargo bana tekrar gelecek 48 yi ödeyeceğim.Doğru, yabancılara satılmadığından emin olduğum Türk mahkemelerine.Bilirkişi marifetiyle kovanın ederini hesaplatıp kaybettiğim paramı değil ama kırılan onurumu kurtarmaya çalışacağım.Siz arıcı dostlarım lütfen dikkat.Erinmeyin en azından internetten araştırın iş yapacağınız firmayı.Kendi vatanımda fransızlara sömürülmekten utanıyorum.

19 Aralık 2007 Çarşamba

Tüm dostların Bayramını Kutlar Esenlikler Dilerim.

17 Aralık 2007 Pazartesi

ARICININ BAŞINA ARI KONMUŞ :)


Arıcılık kursunda kurs öğretmeni SELAHATTİN GÜNEY in milliyette yayınlanan fotosu

12 Aralık 2007 Çarşamba

ELMADAĞI DUMAN ALMIŞ

İKİ DOST

OLMAZ DEMEMEK LAZIM


Köpek ile kedi ezeli iki düşman.Dost olabilirlermi? Dostluktanda öte:Kedimizin adı şirine bundan 2 yıl önce annesini kaybettiğinde daha 15 günlüktü.İki kardeşiyle öksüz kaldılar.Biberon aldım süt içirmeye çalıştım ama mümkün olmadı.Çaresizlik içinde kedilerin ölümünü beklerken aklıma asit geldi.Korka korka 3 yetimi asitin koynuna koydum.Üçünüde bebekler gibi büyüttü aylarca emzirdi.Şimdi şirine torun tosba sahibi yetişkin bir kedi.Ama asit onun süt annesi zaman zaman bu manzarayı gözlemlerim.Sizde göresiniz istedim

ARI VE SİNEK

--------------------------------------------------------------------------------

--------------------------------------------------------------------------------
Bir gurup arıyla sineği bir şişeye koyuyorlar. Şişenin taban tarafını ışığa doğru, açık olan ağız kısmını da karanlığa doğru yerleştiriyorlar.

Arıların hepsi ışık olan tarafa doğru üşüşüyorlar. Ama şişenin tabanı cam ve onların da yabancısı olduğu bir madde olduğundan çıkmayı

başaramıyorlar. Bu arada sinekler, şişenin ağzına doluşuyorlar ve karanlıkta dışarı çıkıp kayboluyorlar. Ağzı açık olan şişeden karanlık tarafa

doğru tek bir arı bile gelmiyor.

Camın önünde ışığa doğru çabalarına devam ediyorlar. İnsanın aklına hemen arıların akılsızca davrandıkları geliyor.

Ancak biraz derinlemesine düşününce, karşımıza dikilen gerçek çok daha farklı.

Çok basit gibi gelen bu deney beni oldukça düşündürdü.

Arıların ne kadar akıllı yaratıklar olduğunu hepimiz biliyoruz, sinekler ise malum.

Arılardan korkarız bizi sokarlar diye ama sineklerden midemiz bulanır, uzak durmaya çalışırız.

Evet, ışığa doğru yürüyenlerin önünde her zaman engeller olacaktır kuskusuz.

Onlar, engellere rağmen ışıktan vazgeçmeyenlerdir.

Ne tür engel olursa olsun önlerinde, çabalarını sürdürenlerdir.Ve bu uğurda da gerektiğinde ölebilenlerdir.

Yürek, azim, sevgi, ilkeler, dürüstlüktür bunu yaptıran. Kendine saygı, yasadığı topluma saygıdır.

Sinekler, karanlıkta sıvışan kaçaklardır, k aranlığa yürüyenlerdir, karanlık düşüncelerdir.

Şişenin ağzının karanlığa bakmasının onlarca hiç bir önemi yoktur.

Sinsi, ilkesiz, yüreksiz, korkak varlıklardır.

SADECE kendi yaşamları söz konusudur.

Nerede yemek varsa, nerede rahat yasayacaklarsa, nerede çok para kazanacaklarsa oraya giderler.

Onlar için karanlık olması önemli değildir açık ağızların, karanlık sığınaklarıdır cünkü, izlerini rahatça kaybettirirler.

Arıyı kovalamak isterseniz savaşır, engellere aldırmaz.

Amacı sadece ışığa ulaşmaktır. İğnesini sapladığında öleceğini bilerek savaşır ve değerleri için ölür.

Ama sinekler kaçarlar. Sonra yılışık yılışık tekrar dönerler kovaladığınız yere.

Her türlü pisliğe bulaşırlar, sonra da yiyeceklerinize, üstünüze, başınıza konarlar.

Arılar yumurtalarını yalnızca kovanlarına bırakırlar.

Oysa sinekler her yere yumurtlar, her yerde ürerler.

Onlar için asıl amaç çoğalmak ve yayılmaktır.



Girme şu alçakların hizmetine,

Konma sinek gibi pislik üstüne.

İki günde bir somun ye ne olur,

Yüreğinin kanını iç de boyun eğme...

Ömer Hayyam

7 Aralık 2007 Cuma

TENEKE DE TAVUK PİŞİRME


Öncelikle tavuğumuzu güzelce tuzladıktan sonra pişireceğimiz yerin hazırlığına geçelim.Toprak ottan iyice arındırılır ve teneke ölçüsünde az eşilerek tam ortasına kazığımız çakılır.Kazığın boyu iyi ayarlanmalı tavuk oturtulunca yere değmemeli.Üzerine teneke kapatılıncada tenekeye teması engellenmelidir.tavuk üzerine oturtulan tenekenin etrafı toprakla iyice izole edilerek kapatılmalıdır.Daha sonra ıskartaya çıkmış petek çıtaları kırılarak hazırlanmalı teneke etrafına yerleştirilip ateş verilmeli.

Teneke etrafındaki ateşin fazla güçlü olamamasına dikkat ediniz.Pişirme süresi 40 dakikadır.Bu süre boyunca ateşi aynı ayarda tutunuz

Evet olay bitmiştir.Afiyet bal olsun."Tavuğun bu kadar lezzetli olduğunu bilmiyordum"
mu dediniz duyamadım?